PERŞEMBE PAZARLIĞI


PERŞEMBE PAZARLIĞI // 02.08.2007

        “Domadiz kaça?”
        “Elli guruş.”
        “Ne! elluuruş mu bahalı
veririn sen abıla”!..
        İllaki pazarlık edecektir!
        Alışkanlık olmuştur…
        Turfandası çıktığında da
aynısını yapmıştır.
        “Ne! Beş lira mı?Ne o ya
gamyon mu satıyrın?”
        “Sen bahalı deyrin,üçe
ver de alalım.”
        Satıcı “olmaz”dedikçe
bizimki üsteler;
        “Gedirin bak.Sonra piş-
man olursun.”
        Sonra “dört’e” razı eder.  
        Hadi, kışın turfanda çık-
tığında pazarlık neyse de,yazın
köylünün yerli ürünü para etme-
diği zaman “sürterek”pazarlık
edenler vardır!..
        Köylünün sattığı yaş ürün
den başka geliri yoktur!.
        Üç kuruşa satıp ta evine
yağ,tuz,ekmek götürecektir.
        Esnafa,toptancıya borç
ödeyecektir!.
        Çoğu zaman da kira ve
nakliye parasını çıkaramaz!.
        Sandığı ile getirip sata-
madığı marulu ya dökecektir, ya
da her zaman yaptıkları gibi bir
hayır kurumuna bırakacaklardır.
        Bizim köylümüz alicenap-
tır.Gani gönüllü dür.Vakıf baş-
kanı iken öğrencilerimize “azık”
toplardık.Hiç geri çevirenini
görmedim.Hatta Pazarın dağıl-
ma saatlerinde yanlarına vardı-
mımızda;
        “Nerde kaldınız?size şu
sebzeleri ayırmıştık!”...diye çok
defa bizi hayrette bırakmışlardı
        Onun için karşılaşmaları-
mızda pazarlığa gönlüm elvermi-
yor.

       
        Bir de pazarda iki-üç “farklı” fiyat birden olabiliyor.
        O zaman da memur ve dar gelirliler isyan ediyor.
        Haksız da değiller hani!
        Kazıklanma korkusu ile bu sefer de “sürtme”,pardon,sı-
kı pazarlık müessesesi(!)devreye
giriyor tabiatiynen!..
        “Sürt Allah sürt!..”
        “Hacıda”Türkler de arap
ları bezdiriyordu!..
        “Kem riyal ya haci”!..
        Yani,”kaç para?”demek…
        “Aşara”,yani on riyal!..
        Direk olarak Türkler 5
riyalla pazarlığa girişirler!…
        Sonunda kan ter içinde
kalan zavallı(!)arap pes eder!..
        Eliyle “yallah” işareti yapar!..
        Sebebi ise hac zamanı iki
kat fiyat istemeleri tabii…
        “Perşembe “bazarı”nda durum farklı.
        Sadece turfanda zamanı
fiyatlar uçkun.Sair zamanda alt
başla üst başta biraz fiyat far-
kı olabliyor.
        “Badılcan kaça?”!…
        “Ne? Alt başta yarı fiyata” dediğinizde;
        “Öyleyse ordan al arkdeş
gücenme gali!”..deyişleri de bir ömürdür yani!…
        Bizimki inatçı.Ne edip edecek istediği fiyattan alacak-
tır!..
        “Ben bilmemirin ordan almasını,adam mı gazıklayrın?”..
        Derken kavga büyümeden
alt başın yolunu tutar…
        Pazarlık orda da sürer!..
        “Yarı fiyata buldum, hele
şükür” demez !..
        “Sürtme”ye devam eder!.
       

       

        Bir de Pazar da “örnek” davranışlar da var!
        Onları da zikretmemek vefasızlık olacak!…
        “Fakir babası”bazıları da
kendisine “bazarlık” alırken ya-
nından geçen fakirlere de bir
iki kilo meyvedir,sebzedir alı-veriyorlar.
        Veya kendisine aldıkları
kadar da fakirlere alıp evine ka
dar “iletiveriyorlar”! İyi mi?
        Lokanta da garsonlara
yüklü bahşiş veririz…Veya he-
sabı öderken cömertliğimiz tu-
tar “üstü kalsın”deriz de!!!
        Her nedense “perşem-
bede pazarlık etme huyumuz depreşir(!)
        “pazarlık sünnettir”dedi-
ğinizi işitir gibi oluyorum…
        Cömertliği ile şöhret bul-
muş bir zat Pazardan kilim alı-
yormuş.o kadar çok pazarlık et-
miş ki satıcıyı canından bezdir-
miş.
        Olayı takip eden birisi
bu zatı takip etmiş.Ta evine
kadar izlemiş.Sırtında kilimle
evinin kapısından içeri girdiği-
ni görmüş.
        Az sonra o zatın kapı-
sını bir fakir çalmış.Sırtından
henüz bırakmadığı kilime çok
ihtiyacı olduğunu,onu kendisine
vermesini istemiş.
        O,sıkı pazarlık eden zat
derhal kilimi fakire uzatmış ve duasını istemiş!..
        Uzakta bir köşeden gözetleyen kişi çok şaşırmış.Ay-
rıca “cimri” zannetiği zatın cö-
mertliğine hayran kalmış!..
        Kısacası,”sürtmeden” pa-
zarlığımızı yapalım! Zira” Pazar-
lık sünnettir!..”
    Hoşçakalın!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder